Anonim Şirketlerde Genel Kurul Kararlarının İptali

Anonim şirketlerde kararların alınmasında çoğunluk ilkesinin uygulanması şirketlerde hakim olan ilkelerden biridir ancak bir kararın çoğunluk kabulü ile alınması her zaman o kararın hukuka uygun ya da şirket menfaatlerini gözeten bir karar olduğunu göstermeyebilir.

Şirket bünyesinde çoğunluğunu oluşturan kısmın şirket tüzel kişiliğini korumayacak şekilde kendi menfaatlerine göre genel kurul kararlarını yönlendirmesi ya da hukuka aykırı alınmış bir kararın önüne geçmek amacıyla yasa koyucu çeşitli önlemler almıştır. Bunlardan biri belirli şartların varlığı halinde oy çoğunluğuna sahip ortakların yetkilerinin sınırlandırılması, bir diğeri ve işbu yazımızın kapsamını da oluşturan ve azınlık ve şirket organlarına tanınmış olan genel kurul kararlarının iptali için dava açma hakkıdır.

Pay sahipleri, yönetim kurulu ve her bir yönetim kurulu üyesi, gerekli şartların bulunması halinde genel kurul kararlarının iptali için dava açma hakkına sahiptir. Bu hak esas sözleşme veya genel kurul kararı ile sınırlandırılıp kaldırılamayacağı gibi hakkın ileri sürülmesi talebinde bulunan pay sahibinin taahhüt ettiği sermayeyi ödeyip ödemediğinden de bağımsızdır.

Genel kurul kararlarının iptaline ilişkin düzenlemeler 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) madde 445 ve devamında düzenlenmiştir ve iptal sebeplerinin; kanunlara, şirket esas sözleşmesine ve dürüstlük kuralına aykırılık olduğu belirtilir.

Genel Kurul Kararlarının İptali İçin Gerekli Şartlar

Anonim şirket genel kurul kararlarının iptal edilmesine ilişkin şartlar Türk Ticaret Kanunu madde 445’de düzenlenmiştir:

  • Geçerli Bir Genel Kurul Kararı:

Bir genel kurul kararının iptal edilebilir olması için gerekli ilk şart iptal edilmek istenen genel kurul kararının şeklen geçerli olmasıdır. Şeklen geçerli olmayan bir kararın iptal edilmesi söz konusu olmaz, bu durumda yokluktan söz edilebilir.

  • Kararın Kanuna Aykırılık Oluşturması: 

Kanuni düzenlemelere aykırılık oluşturacak kararlar iptal edilebilir niteliktedir. Kanuni düzenlemelerden kasıt yalnızca TTK değil, tüm kanunlardır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki genel kurul kararının yönetmelik, kararname veya tebliğe aykırı olması iptal sebebi olarak kabul edilmez.

Genel kurula katılma yetkisi olanların toplantıya alınmaması, yetkisiz kişilerin toplantıya dahil edilerek oy kullanmaları gibi durumlarda alınan genel kurul kararları da kanuna aykırılık teşkil etmesi sebebiyle iptal edilebilir.

  • Esas Sözleşmeye Aykırı Olması:

Anonim şirketlerde esas sözleşme, ortaklığın kuruluş amacına uygun olarak faaliyetlerini gerçekleştirmesi için ortaklar ile tüzel kişilik arasında düzenlenen bir akittir. Şirket tüzel kişiliği ve ortaklar esas sözleşmede belirtildiği şekilde işlemleri yürütmekle yükümlüdür. Bu nedenle alınacak genel kurul kararlarının şirket esas sözleşmesine aykırılık teşkil etmemesi gerekir.

  • Dürüstlük Kuralına Aykırı Olması:

Şirkette diğer pay sahiplerine oranla sermaye ve oy çoğunluğuna sahip olan ortakların diğer azınlıkta kalan pay sahiplerinin söz sahibi olmalarını engellemek amacıyla dürüstlük kuralına aykırı hareket etmeleri halinde bu şekilde alınan kararların iptal edilmesi mümkün olacaktır.

Genel Kurul Kararlarının İptal Davasının Tarafları

Genel kurul kararlarının iptal edilmesi için açılan davalarda davalı taraf şirket tüzel kişiliği olur. Tüzel kişilik yönetim kurulu tarafından temsil edilir. İptal davasının yönetim kurulu tarafından açıldığı durumlarda ise şirket tüzel kişiliğini temsil etmesi için mahkeme tarafından bir kayyum atanır.

TTK madde 446’ya göre iptal davası açabilecek kişileri, pay sahipleri ve yönetim kurulu olarak ayırabiliriz:

A) Pay Sahipleri: Oy hakkından yoksun pay sahipleri de dahil olmak üzere tüm pay sahiplerinin kanun hükmü uyarınca iptal davası açma hakkı bulunmaktadır. Pay sahiplerinin bu haklarını kullanmak için kararın iptalinin şirket ya da kendi menfaatlerine olduğunu ispatlama yükümlülükleri yoktur.

Pay sahipleri gerçek kişi ise asil olarak yahut yasal temsilcisi, tüzel kişi ise tüzel kişiyi temsile görevli kişiler veya atanacak kişiler davada davacı sıfatını haiz olabilecektir. Pay sahibinin ölmesi halinde mirasçıları pay sahibi yerine dava açabilir.  Dava açma hakkı paya bağlı bir haktır, bu nedenle davanın açıldığı sırada ve dava süreci boyunca pay sahipliği devam etmelidir.

  • Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten pay sahipleri: Genel kurul toplantılarına katılan pay sahipleri, olumsuz oy kullanmaları ve muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına geçirtmeleri şartıyla genel kurul kararlarına karşı dava açabilirler. Bir genel kurul toplantısında alınan kararların tamamına karşı ya da her bir karar için ayrı ayrı muhalefet şerhi kaydettirmek mümkündür.
  • Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri: Etki kuralı, eğer söz konusu aykırılık olmasaydı genel kurulun o kararı alamayacağı olgusu olarak tanımlanabilir.

Bu kapsamda açılacak iptal davasının değerlendirilebilmesi için kanunda bahsedilen aşağıdaki hususlardan birinin varlığı gerekir.

 

    1-Toplantıya Çağrı: Genel kurul toplantısına çağrının usulüne uygun olarak yapılmaması toplantıya katılamayan bir pay sahibi için karara karşı dava açma sebebi olabilir. Toplantıya çağrının varlığından söz edebilmek için söz konusu çağrının tüm pay sahiplerine yapılması, şirketin yetkili organlarınca yapılması ve toplantının belli bir yer ve zamanda gerçekleştirileceğinin pay sahipleri tarafından anlaşılması gerekir. Bu özellikleri taşımayan bir çağrı yok hükmündedir; bu sebeple çağrı yapılmadan gerçekleştirilmiş genel kurul toplantısı da hiç toplanmamış sayılacak ve mevcut olmadığı için iptal edilemeyecektir. Toplantıya çağrıyla ilgili diğer aykırılıklar nedeniyle kararın iptalini talep hakkı iyi niyet kuralları ile sınırlı olmalıdır.

    2-Gündemin İlanı:Gündemin usulüne uygun olarak veya hiç ilan edilmemesi iptal davası için bir sebeptir. Gündem, TTK ve esas sözleşmede belirtilen usul uyarınca yapılan çağrıda yer almalıdır. Bununla beraber, gündem maddeleri pay sahiplerine toplantıda müzakere edilecek hususlar hakkında açıkça fikir vermelidir. Burada önemli olan kıstas, eğer gündem usulüne uygun olarak ilan edilseydi, talepte bulunan pay sahibinin toplantıya katılıp katılmaması ve kullanacağı oyu ile kararı değiştirebilecek olup olmamasıdır.

    3-Katılanların Yetkisi:Toplantıya katılmaya yetkili olmayan kişilerin veya bu kişilerin temsilcilerinin toplantıya katılarak oy kullanmaları halinde pay sahipleri genel kurul kararına karşı dava açma hakkına sahiptirler. Pay üzerinde rehin, hapis hakkı, saklama veya kullanım ödüncü hakkı sahibi olanlar, bu yetkisiz kişiler arasında değerlendirilir. İptal davası açabilmek için toplantıya katılan pay sahiplerinin olumsuz oy kullanıp muhalefet şerhlerini toplantı tutanağına geçirtmiş olmaları şartı aranmaz.

    4-Katılımın Haksız Sebeple Engellenmesi: Pay veya intifa hakkı sahiplerinin hile, tehdit veya fiziksel müdahale ile toplantıya katılarak oy kullanmalarının engellenmesi de iptal davası için sebep teşkil eder. Pay sahiplerinin toplantıdan usule aykırı olarak çıkarılmaları da söz konusu engelleme kapsamında değerlendirilir.

B) Yönetim Kurulu: Yönetim kurulu ise hem kurul halinde hem de kişisel sorumluluğunun doğma ihtimali bulunan her bir tekil üye ile dava hakkını kullanabilecektir. Yönetim kurulu tarafından dava açılması halinde davalı taraf anonim şirket tüzel kişiliği olur ve şirket yönetim kurulu tarafından temsil edilmeye devam edemeyeceğinden şirkete mahkeme tarafından bir kayyum tayin edilir. Bundan sonraki süreçte şirket o kayyum tarafından temsil edilir.

İptal Davası Kapsamında Önemli Notlar:

  • İptal edilebilir nitelikteki genel kurul kararları, iptal edildiğine dair mahkeme kararı verilene kadar geçerliliğini korur. Kararların iptal edilmesi, itiraz veya defi olarak ileri sürülemez. Hakim de bir kararın iptal edilebilir nitelikte olduğunu kendiliğinden dikkate almaz. İptal için tarafların bizzat başvuruda bulunması gerekir.
  • Genel kurul kararları için verilen iptal kararları bozucu yenilik doğuran niteliktedir. Bu hakkın kullanılmasının ardından verilen iptal kararları tüm pay sahipleri için ve geriye doğru etkili olacak şekilde hüküm doğurur.
  • Genel kurul kararlarının iptali için dava açılması belirli bir süreyle sınırlanmıştır. İptal davaları genel kurul kararının verildiği tarihten sonraki 3 aylık süreçte açılmalıdır. 3 ay olarak belirlenen süre hak düşürücü niteliktedir.
  • Genel kurul kararının iptali davası için arabulucuya başvurulması zorunlu değildir.
  • Genel kurul kararlarının iptali için açılan davalarda görevli mahkemeler Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Şirketin merkezinin bulunduğu yer mahkemesi ise bu konularda yetkili mahkeme olarak belirlenmiştir. Bu yetki kuralı kesin olup aksinin kararlaştırılması mümkün değildir.
  • İptal davasının sonuçlanarak kesinleşmesinin ardından mahkeme tarafından verilen karar yönetim kurulunca ticaret siciline tescil edilerek internet sitesinde yayınlanmak zorundadır.
  • Genel kurulun kararına karşı, kötü niyetle iptal veya butlan davası açıldığı takdirde, davacıların şirketin bu sebeple uğradığı zararlardan müteselsilen sorumluluğu bulunmaktadır. (TTK md 451) Bu hüküm haksız kazanç sağlamak isteyen yahut kötü niyetle Şirket aleyhine faaliyet yürüterek işleyişi bloke etme ve haksız kazanç sağlama arzusu içerisinde bulunan pay sahiplerinin açacağı davalara karşılık menfaat dengesini sağlamak üzere tesis edilmiştir.