Adli Tatilde Süreler ve Devam Eden İşlere Etkileri

Adli tatil, yargılamanın ve bazı ilgili işlerin ertelendiği süre olan 20 Temmuz – 31 Ağustos tarihleri arasını ifade etmektedir. Adli tatilde işleyecek süreler, görülmeye devam edilecek dava ve işler hukuk, ceza ve idari süreçler için tek tek düzenlenmiştir.

               1- Adli tatil, her yıl 20 Temmuzda başlar, 31 Ağustosta sona erer. Yeni adli yıl 1 Eylülde başlar (HMK md 102). Adli tatile tabi olan dava ve işlerde, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda yer alan sürelerin bitmesi tatil zamanına rastlarsa bu süreler ayrıca bir karara gerek olmaksızın adli tatilin bittiği günden itibaren bir hafta uzatılmış sayılır (HMK md 104).

Madde 104’teki söz konusu düzenleme adli tatile tabi olan, yani adli tatilde görülemeyecek dava ve işlerdeki süreler açısından tatilin etkisini ifade etmektedir. Burada kastedilen süreler maddi hukuka dair süreler olmayıp zamanaşımı gibi usul hukukuna dair sürelerdir. Dolayısı ile adli tatilde dava açılması için bir engel bulunmamakla birlikte dava açma süresinin sonu adli tatile denk gelirse bu süreler ertelemeye tabi olacaktır.

Yargılaması devam eden dava ve işler ise kural olarak ertelenmekle birlikte kanun, istisnaları da düzenlemiştir. Şöyle ki,

Adli Tatilde Görülecek Dava ve İşler (HMK md 103)

Adli tatilde, ancak aşağıdaki dava ve işler görülür:

a) İhtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve delillerin tespiti gibi geçici hukuki koruma, deniz raporlarının alınması ve dispeçci atanması talepleri ile bunlara karşı yapılacak itirazlar ve diğer başvurular hakkında karar verilmesi.

b) Her çeşit nafaka davaları ile soybağı, velayet ve vesayete ilişkin dava ya da işler.

c) Nüfus kayıtlarının düzeltilmesi işleri ve davaları.

ç) Hizmet akdi veya iş sözleşmesi sebebiyle işçilerin açtıkları davalar.

d) Ticari defterlerin kaybından dolayı kayıp belgesi verilmesi talepleri ile kıymetli evrakın kaybından doğan iptal işleri.

e) İflas ve konkordato ile sermaye şirketleri ve kooperatiflerin uzlaşma suretiyle yeniden yapılandırılmasına ilişkin işler ve davalar.

f) Adli tatilde yapılmasına karar verilen keşifler.

g) Tahkim hükümlerine göre, mahkemenin görev alanına giren dava ve işler.

ğ) Çekişmesiz yargı işleri.

h) Kanunlarda ivedi olduğu belirtilen veya taraflardan birinin talebi üzerine, mahkemece ivedi görülmesine karar verilen dava ve işler.

Tarafların anlaşması hâlinde veya dava bir tarafın yokluğunda görülmekte ise hazır olan tarafın talebi üzerine, yukarıdaki iş ve davalara bakılması, adli tatilden sonraya bırakılabilir.

Adli tatilde, yukarıdaki fıkralarda gösterilenler dışında kalan dava ve işlerle ilgili olarak verilen dava, karşı dava, istinaf ve temyiz dilekçeleri ile bunlara karşı verilen cevap dilekçelerinin ve dosyası işlemden kaldırılan davaları yenileme dilekçelerinin alınması, ilam verilmesi, her türlü tebligat, dosyanın başka bir mahkemeye, bölge adliye mahkemesine veya Yargıtay’a gönderilmesi işlemleri de yapılır. Bu madde hükümleri, bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay incelemelerinde de uygulanır.

ADLİ TATİL, CEZA VE İDARİ YARGILAMA USULÜNDE “ÇALIŞMAYA ARA VERME” OLARAK ANILMAKTADIR.

               2- Ceza işlerini gören makam ve mahkemeler de yine her yıl 1 Eylülde başlamak üzere, 20 Temmuz – 31 Ağustos tarihleri arasında çalışmaya ara verirler.

Soruşturma ile tutuklu işlere ilişkin kovuşturmaların ve ivedi sayılacak diğer hususların tatil süresi içinde ne suretle yerine getirileceği, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca belirlenir. Tatil süresince bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtay, yalnız tutuklu hükümlere ilişkin işlerin incelemelerini yapar.

Adlî tatile rastlayan süreler işlemez. Bu süreler tatilin bittiği günden itibaren 3 gün uzatılmış sayılır (CMK md 331).

               3- Bölge idare, idare ve vergi mahkemeleri her yıl 1 Eylülde başlamak üzere, 20 Temmuz – 31 Ağustos arasında çalışmaya ara verirler. Ancak, yargı çevresine dahil olduğu bölge idare mahkemesinin bulunduğu il merkezi dışında kalan ve sadece bir idare veya bir vergi mahkemesi bulunan yerlerdeki idari yargı mercileri çalışmaya ara vermeden yararlanamazlar. Bu mahkemeler, adli tatil kapsamındaki sınırlamaya tabi olmaksızın görevlerine devam ederler.

Çalışmaya ara verme süresi içinde; bölge idare mahkemesi başkanının önerisi üzerine, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca, birden fazla idari yargı mercii olan yerlerde idare veya vergi mahkemeleri başkan ve üyeleri arasından görevlendirilecek yeteri kadar hakimin katıldığı bir nöbetçi mahkeme kurulur. Bölge idare mahkemeleri için ise bölge idare mahkemesi başkanının önerisi üzerine, Hâkimler ve Savcılar Kurulunca, tüm daire başkan ve üyeleri arasından görevlendirilecek yeterli sayıda nöbetçi daire kurulur (İYUK md 61).

Nöbetçi mahkemenin görevleri ise İYUK md 62’de düzenlenmiştir:

Nöbetçi mahkeme çalışmaya ara verme süresi içinde; yürütmenin durdurulmasına ve delillerin tespitine ait işler ile kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işleri yürütür.

İYUK’ta yazılı sürelerin bitmesi çalışmaya ara verme zamanına, diğer bir deyişle adli tatile rastlarsa bu süreler, ara vermenin sona erdiği günü izleyen tarihten itibaren 7 gün uzamış sayılır (İYUK md 8/3).

               4- Danıştay daireleri de yine her yıl 1 Eylülde başlamak üzere, 20 Temmuz – 31 Ağustos arasında çalışmaya ara verirler. (Danıştay Kanunu md 86) Ara verme süresi içinde çalışmak üzere nöbetçi bir daire kurulur. Çalışmaya ara verme süresi içinde görevli olarak kalanlar hariç olmak üzere Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri, daire başkanları ve üyeler ile savcılar ve tetkik hakimleri çalışmaya ara verirler. Bu süre içinde Danıştay Başkanına, nöbetçi daire başkanı vekalet eder. Danıştay’da çalışan diğer memurlar çalışmaya devam ederler.

Danıştay bünyesinde kurulan nöbetçi dairenin göreceği işler md 87’de düzenlenmiştir:

Nöbetçi daire, çalışmaya ara verme süresi içinde; kanunen belli süre içinde karara bağlanması gereken işler, yürütmenin durdurulmasına veya delillerin tespitine ait işler, tutuklu memurlar hakkında Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatı hükümlerine göre Danıştay’a gelen işleri yürütecektir.

Anayasa Mahkemesi için adli tatil yoktur, çalışmaya ara verilmez ve süreler işlemeye devam eder. Böylelikle hem yapılacak başvurular bakımından süreler işlemeye devam edecektir hem de başvurunun son gününün adli tatile denk gelmesi halinde süreler uzamayacaktır. Hak kaybına uğramamak adına bu hususa dikkat edilmelidir. Anayasa Mahkemesi’ne başvuru için ayrıca başvuruya konu edilecek kararın tebliği değil, kararın öğrenilme anının başvuru süresini başlattığı da unutulmamalıdır.

Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer konu da yargılama esnasında hakimin verdiği sürelerin adli tatilde durmayacağıdır. Yukarıda da belirtildiği üzere ilgili kanunlar düzenlemelerinde kendi kapsamlarında işlere refere etmektedir. Dolayısıyla hakimler tarafından tayin edilen ve ilgili kanunda gösterilmeyen süreler bu kapsamda değildir, adli tatile denk gelmesi sebebiyle süreler uzamayacaktır.